Yeni Yolculuk, Güçlü Hukuki Destek; #Sizinleyiz

1) Giriş: Rusya-Ukrayna Savaşı ve Yükseköğretimde Oluşan Sorunlar

2022 yılında başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı, dünya genelinde birçok ekonomik ve sosyal etki
yaratırken, eğitim hayatını sürdüren binlerce öğrenciyi de derinden etkilemiştir. Savaşın
başlamasıyla Ukrayna’daki üniversitelerde eğitim gören birçok Türk vatandaşı öğrenci hem güvenlik
hem de eğitimlerinin sürekliliği açısından Türkiye’deki üniversitelere yatay geçiş yapma yolunu
tercih etmiştir. Bu bağlamda, Yükseköğretim Kurulu’nun (“YÖK”) 28 Mart 2022 tarihli “Ukrayna-
Rusya Savaşı Nedeniyle Ukrayna’daki Yükseköğretim Kurumlarında Eğitim Gören Öğrencilerin
Yatay Geçiş ve Özel Öğrencilik İşlemleri” başlıklı kararı, bu sürecin hukuki zeminini oluşturmuştur.

Söz konusu karar ile Ukrayna’daki üniversitelerde eğitim gören öğrencilerin Türkiye’deki
üniversitelere yatay geçiş başvurusunda bulunmaları mümkün hale gelmiştir. Ancak ilerleyen
süreçte bu uygulama nedeniyle birçok hukuki sorun da ortaya çıkmıştır. Nitekim YÖK’ün belirlediği
kriterleri taşıyan öğrencilerin üniversitelere yatay geçiş talebi başvuruları kabul edilirken, birçok
öğrencinin de başvurusu “kayıt yılındaki ÖSYS/YKS’ye girmemeleri ve istenen başarı sıralamasını
karşılamaması”, “Ukrayna’da eğitim gördükleri üniversitenin dünya sıralamasında ilk 400’de
olmaması”, “Ukrayna’daki üniversiteye ait öğrenci belgesi ve transkript belgesini sunmamaları”
gerekçeleriyle reddedilmiştir. Anılan ret işlemleri ile birlikte artık birtakım mağduriyetler ve hukuki
uyuşmazlıklar ortaya çıkmış, bu mağduriyetlerin giderilmesi adına da başvurusu reddedilen
öğrenciler, ilgili kurumların ret işlemlerine karşı hukuki yollara başvurmuşlardır.

Bununla birlikte geldiğimiz noktada, yatay geçiş başvurusu yapan ve bu başvurusu kabul edilen
öğrenciler özelinde de birtakım mağduriyetler ortaya çıkmaya başlamıştır. Öyle ki, bu sefer de
başvurusunun kabulü akabinde üniversitede öğrencilik faaliyetlerini sürdüren öğrencilerin,
üniversiteler tarafından kayıtlarının silindiği görülmektedir. Nitekim gelinen aşama itibariyle
Ukrayna-Rusya Savaşı mağduru yatay geçiş yapan öğrencilerin kayıtlarının üniversiteler tarafından
silinmesi de bu konudaki hukuki uyuşmazlıkların başlıca sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır.

2) Kayıt Silme Sorunu: Gerekçeler ve Hukuki Analiz

Yatay geçiş süreci ile Türkiye’deki üniversitelere kayıt yaptıran öğrencilerin karşılaştığı en önemli
sorunlardan biri, geldiğimiz noktada kayıtlarının belirli gerekçelerle iptal edilmesidir. Bu gerekçeler
arasında en sık karşılaşılanları ise; yatay geçiş işlemlerinde usule uygunluk konusunda eksiklik
iddiaları, üniversitelerin önceki kararları gözden geçirerek geçiş işlemlerini yeniden
değerlendirmesi ve öğrencinin önceki eğitim kurumundan teyit yazısının alınamaması olarak
karşımıza çıkmaktadır. Ukrayna’daki savaş koşulları göz önünde bulundurulduğunda, bu tür
belgelerin temin edilmesinde yaşanan zorlukların kaçınılmazlığı esasen herkesin malumudur.
Ancak, bu durum salt öğrencilerin kusuru olmayıp öğrenciler dışında gelişen bir süreç olduğu da
aşikardır.

Bu bakımdan Yükseköğretim Kurulu’nun aldığı kararlar, savaş mağduru öğrencilerin eğitim
hayatlarının devamlılığını sağlamayı amaçlarken, üniversitelerin bu süreçte kayıt silmesi ve/veya
farklı uygulamalara gitmesi de savaş durumu göz önünde bulundurulduğunda kendi içerisinde
çelişkili bir durum yaratmaktadır. Nitekim hukuki açıdan da öğrenciler özelinde hukuki belirsizlik
yaratmaktadır. En başta öğrencilerin mağduriyet yaşamaması adına, ilgili kurumların işlem tesis
ederken hukuki belirlilik ilkesini esas alması ve keyfi işlem tesis etmekten imtina etmesi
gerekmektedir. Ancak geldiğimiz noktada ise, bunun aksine ilgili idareler tarafından son çare
olabilecek nitelikteki kayıt silme işleminin esas alındığı ve bunun son derece yaygınlaştığı, buna
karşılık da öğrencilerin hukuki mücadele yolunu tercih ettiği görülmektedir.

Her şeyden evvel, her bir münferit olayın kendi içerisinde farklı durumları ve şartları beraberinde
getirdiğini, keza hukuki mücadele esnasında da farklı sonuçların elde edilmesine sebep olduğu
unutulmamalıdır. Ancak yine de bu hukuki mücadeleler açısından emsal nitelikteki kararlar, bu
süreçte öğrencilerin haklarını savunmaları bakımından önem taşımaktadır. Özellikle, savaş gibi
olağanüstü durumlar nedeniyle öğrencilerden talep edilen belgelerin temin edilememesi, teyit
yazılarının alınamaması ve/veya üniversiteler ile iletişim kurulamaması gibi durumlarda son çare
olarak kayıt silme yoluna gidilmesi, bundan evvel de gerekli araştırma ve çabanın tüm yollar
tüketilerek yapılması ve denenmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Nitekim bu izah etmiş olduğumu hukuki kanaatimiz doğrultusunda Ankara Bölge İdare Mahkemesi
tarafından tesis edilen emsal nitelikteki bir kararda YÖK Genel Kurulu’nun 28.03.2022 tarihli
toplantısında belirlenen şartların 12. maddesine dikkat çekilmiştir. Anılan maddenin “Yükseköğretim
kurumları, olası suiistimalleri önlemek bakımından, öğrencilerin yatay geçiş başvurularında ibraz
etmesi gereken ancak olağanüstü şartlar nedeniyle ibraz edilemeyen ve kişinin öğrenciliğini
kanıtlayan belgeleri (öğrenci belgesi, transkript belgesi, pasaport, emniyetten alınan giriş-çıkış
kayıtları vs.) denetim süreçlerinde hazır bulundurulmak üzere en kısa sürede temin ve muhafaza
etmekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlendiği, anılan madde uyarınca davacının yatay geçiş
başvurusu esnasında Ukrayna’daki üniversitede öğrenci olduğuna ilişkin olarak sunduğu belgelerin
gerçeği yansıtıp yansıtmadığına dair davalı idarece Ukrayna makamları ile teyitleşmesinin kesin
kaydın zorunlu unsuru olduğu belirtilmiştir.

Anılan kararın devamında da bu izah edilenlerle birlikte, özetle “üniversiteye geçici kayıt
aşamasında davacının istenen bir takım belgeleri sunduğu, Ukrayna’daki olağanüstü koşulların
dava konusu işlem tarihi itibarıyla ve halen devam ettiği ve bu kapsamda, davacının Ukrayna
makamlarından başvuru evrakını teyit ettirme imkanının bulunmadığı, Dışişleri Bakanlığı’nın ilgili
yazısında öngörülen hususun ise yukarıda yer verilen Yükseköğretim Genel Kurulunun 28.03.2022
tarihli toplantısında belirlenen şartların 12. maddesi uyarınca davalı idareye yüklenen teyid
yükümlülüğünün davacıya geçmesini sağlamayacağı, dolayısıyla da işleme esas alınamayacağı,
öte yandan davalı idarece ilgili üniversite ile yapılan yazışmalara ve e-postalara cevap
alınamamasının davacının başvuru evraklarının adı geçen üniversitece teyid edilmediği sonucunu
doğurmayacağı” ifadelerine yer verilmiş akabinde de davalı üniversitenin ilgili üniversite ile usulüne
uygun olarak iletişime geçerek gerekli araştırmaların yapılarak işlem tesis edilmesi gerektiği
vurgulanmıştır. Netice itibariyle, istinaf mahkemesi tarafından kayıt silme işlemin iptaline karar
verilmiştir.

3) İdari Yargıda Hukuki Çözüm Yolları

Yatay geçiş başvuruları kabul edilerek kayıtları yapılan ve öğrencilik faaliyetleri devam ederken
kayıtlarının iptali ile karşılaşan öğrencilerin, anılan kayıt silme işleminin iptali talebi ile idari yargıda
iptal davası açma hakları bulunmaktadır. Bu noktada ifade etmek gerekir ki, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İYUK”) “dava açma süresi” başlığı altında 7. maddesi düzenlenmiş
olup buna göre dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve
idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. Buradan hareketle, kayıt
iptaline ilişkin işlemin öğrenciye tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılması
gerekmektedir aksi halde dava süre aşımı nedeniyle reddedilecektir.

Bununla birlikte, dava yoluna gitmeden evvel öğrenciler kayıt silme işlemine karşı “İlgililer
tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya
yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari
dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini
durdurur” şeklinde düzenlenen İYUK md. 11 hükmü uyarınca sunacağı detaylı dilekçe ile itiraz
edebilir. Ama bu noktada dikkat edilmesi gereken husus ise şudur, bu yöntem ile dava açma süresi
durmaktadır. Anılan maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasına bakıldığında da dava açma süresinin ne
zaman işlemeye başlayacağı ve nasıl hesaplanacağının açıklandığı görülmektedir. Buna göre “(2)
Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. (3) İsteğin reddedilmesi veya
reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işemeye başlar ve başvurma tarihine
kadar geçmiş süre de hesaba katılır”.

4) Sonuç

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın getirdiği zorluklar nedeniyle Ukrayna’dan Türkiye’ye yatay geçiş yapan öğrenciler, eğitimlerine devam ederken farklı hukuki engellerle karşılaşmaktadır. Bu süreçte hem öğrencilerin hem de üniversitelerin hak ve sorumluluklarını bilmesi önem arz etmektedir. Hukuki destek almak ve doğru adımları atmak, bu sorunların çözümünde etkili olacaktır. Öğrenciler tarafından bu süreçte dikkat edilmesi gereken hususlar ise şu şekilde karşımıza çıkmaktadır. Evvela üniversitelerden gelen tüm yazışmaların dikkatle incelenmesi, tebligatların dava açma sürelerinin özenle takip edilmesi gerekmektedir. Bunun yanında hukuki aksiyon almadan önce yatay geçiş başvurusunun tüm aşamalarında ortaya çıkan evrakların dava veya itiraz başvurusu öncesi eksiksiz toplanması faydalı olacaktır. Netice itibariyle de idari yargılama usulünün farklı olması sebebiyle, tüm bu bilgi ve belgelerin toplanarak bu konuda çalışmalar yapmış/yapan hukuk bürolarından hukuki destek almaya ehemmiyet vermek gerekmektedir.

Tural Partners olarak, bu gibi durumlarla karşılaşan öğrencilerin yanındayız. Hukuki destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.